Posts in Technology

Echo Dot ile İlgili En Çok Merak Edilenler

Reading Time: 4 minutes

Aşağıda Amazon Echo Dot ve Alexa hakkında en çok sorulan bazı soruları yanıtlamaya çalıştım.

Amazon Echo Dot nedir?

Echo Dot, aslında Amazon Echo’nun minik versiyonudur. Dot, ışıklarınızı kontrol edebilir, alarm görevi görebilir ve size pizza sipariş edebilir. Ancak, eviniz büyükse Dot’un yerleşik hoparlörü müzik çalmak için iyi yeterli gelmeyebilir; Bir Bluetooth hoparlöre veya seçtiğiniz başka bir ev hoparlörüne Dot’un 3,5 milimetre ses jakı aracılığıyla bağlayabilirsiniz. Ben yatak odamda kullanıyorum bana yeterli geliyor.

Amazon Echo’nun fişe takılı kalması mı gerekiyor?

Evet. yerleşik bir bataryası yok. Neyse ki, hareket halindeyken Alexa ile konuşmak isteyenler, Echo’nun tüm temel işlevlerini yerine getiren Alexa özellikli bir Bluetooth hoparlörü olan Amazon Tap‘a bakabilirler. Ses özellikleri bir yana Amazon Tap, Dolby destekli, 360 derece stereo ses sunar ve bir şarjla tahmini 9 saat çalışır. Diğer şirketler de kablosuz Alexa özellikli hoparlörler üretiyor, hatta bazı üçüncü part üreticiler Echo için taşınabilir pil satıyor.

Amazon Echo ne işe yarar?

Alexa sayesinde Amazon’un Echo cihazınızdan müzik çalabilir, haberleri dinleyebilir veya e-kitap okuyabilir, hava ve trafik koşullarını öğrenebilir, mac sonuçlarını ve programları dinleyebilir, bilet arayabilir, alışveriş yapabilir, banka hesabınızı kontrol edebilir, ajandanızı kontrol edebilir, zamanlayıcı ayarlayabilir, oyun oynayabilir ve sorularınızı sorabilirsiniz. Akıllı ev cihazlarınızı bağlayabilirsiniz. Echo Dot cihazınızdan becerileri etkinleştirerek daha fazla şey yapmasını sağlayabilirsiniz.

Amazon Echo ve Alexa aynı şey mi?

Hayır, ama ikisi de Amazon’un ürünü. Echo, akıllı hoparlörlerden oluşan bir seridir. Alexa, bu hoparlörlere güç veren yapay olarak akıllı ses asistanıdır. Ancak, Alexa yalnızca Echo ürünlerinde yaşamıyor. Fire TV ve Fire tabletler dahil olmak üzere bir dizi Amazon cihazının yanı sıra Sonos One gibi akıllı hoparlörler, Ecobee 4 gibi akıllı termostatlar ve hatta HP Pavilion Wave gibi bilgisayarlar dahil sayısız üçüncü taraf ürününde bulunur.

Alexa kimdir?

Apple’ın Siri’si gibi Alexa, Echo’nun, Amazon Fire TV’nin ve sayısız diğer bağlı aygıtın içinde yaşayan kişisel asistanın sesidir. Haberleri okumak gibi eylemleri gerçekleştiren bir bulut hizmetidir. Echo’yu uyandırmak için “Alexa” demeniz yeterli. Alexa uygulamasında bu tetikleyici kelimeyi Amazon, Echo veya Computer olarak değiştirebilirsiniz.

Alexa beni gerçekten anlayabilir mi?

Alexa, İngilizce (ABD, İngiltere, Kanada ve Hindistan aksanlarıyla), Almanca, Italyanca, Fransızca, Çince ve Japoncayı anlıyor. Amazon Echo’yu ilk kurduğunuzda, Alexa’yı sesli eğitimden geçirmelisiniz. Alexa uygulamasında, sol üst köşedeki menü simgesine dokunun ve Ayarlar’ı ve ardından Ses Eğitimi’ni seçin. Sizden “Alexa, sesi kıs” gibi yaygın komutları okumanızı isteyecektir. Cümleleri veya tüm egzersizleri tekrarlayabilirsiniz. Alexa uygulaması, onunla yaptığınız her konuşmanın bir kopyasını tutar. Ve Alexa seni sesinden ve aksanından anlar. Uygulama, doğru duyup duymadığını onaylamanızı ister, bu da Amazon’un ses tanıma programını iyileştirmesine yardımcı olur.

Alexa her zaman beni dinliyor veya kaydediyor mu?

Tam olarak değil. Amazon Echo, her zaman tetikleyici kelimeyi dinliyor. Uyandığında, komutunuzu yorumlamak ve yürütmek için sesinizi (uyandırma kelimesini söylemeden önceki 2 veya 3 saniye dahil) buluta aktarır. Ardından, bir kopyasını Alexa uygulamasına gönderir. Ancak, cihaz yanlışlıkla tetiklenebilir ve duyduklarına göre eylemler gerçekleştirebilir. İsteklerinizin kaydedilmesini istemiyorsanız, tek tek kayıtları silebilirsiniz. Amazon, cihaz kayıtlarından öğrendiğinden, bunun gelecekte Echo’nun kullanışlılığını düşürebileceği konusunda uyarıyor. Ek olarak, Alexa’nın kulak misafiri olmadığına güvenmiyorsanız, dinlememesi için Echo’nun üst kısmındaki mikrofon düğmesine dokunabilirsiniz.

Üstteki halka renk değiştiriyor. Farklı renkler ne anlama geliyor?

Amazon Echo’nun tepesindeki halka, ne yaptığını gösteren çeşitli renklerde yanar ve titreşir. Kesintisiz mavi, Echo’nun yeni uyandığını ve dinlediğini gösterir. Açık mavi geldiğinde, Echo’nun isteğinizi işlediğini gösterir. Turuncu ışık, Echo’nun Wi-Fi’nize bağlandığını gösterir, ancak mor, aygıtın bir kurulum hatasıyla karşılaştığı anlamına gelir. Echo’nun üst kısmı ses düzeyini değiştirdiğinde beyaz, mikrofonunu kapattığınızda kırmızı renkte yanar.

Echo Dot hangi müzik hizmetlerini destekliyor?

Amazon Music Unlimited, Spotify, Pandora, iHeartRadio, TuneIn, Deezer, Gimme Radio ve Sirius XM’ye bağlanabilirsiniz. Ayrıca Spotify’ı varsayılan müzik kitaplığınız ve Pandora ile iHeartRadio’yu Amazon Music yerine varsayılan istasyon hizmetiniz yapabilirsiniz.

Alexa’ya çalma listelerinizden çalması, belirli bir şarkıyı başlatması veya türe, sanatçıya, aktiviteye veya albüme göre müzik seçmesi için komut verebilirsiniz. Şarkıları durdurabilir, atlayabilir, karıştırabilir, tekrarlayabilir veya beğenebilirsiniz. Hatta Alexa’dan belirli bir süre boyunca müzik çalmasını isteyebilir veya çalan şarkı, sanatçı veya albümle ilgili ayrıntıları sorabilirsiniz. Ses için üstteki artı ve eksiyi manuel olarak kullanabilir veya sadece “Alexa, sesi aç” diyebilirsiniz.

Ayrıca bir Echo aygıtında iTunes arşivinizden müzik çalabilirsiniz. Müziği telefondan / tabletten / dizüstü bilgisayardan başlatmanız gerekecek, ancak daha sonra duraklatmak, oynatmak ve atlamak için sesli komutlarla kontrol edebilirsiniz.

Amazon Echo YouTube’dan video oynatabilir mi?

Echo cihazları doğrudan YouTube’a bağlanamaz, ancak YouTube’u telefonunuza veya tabletinize yüklerseniz ve Bluetooth aracılığıyla Echo’ya bağlarsanız, Echo sesi çalar.

Echo Dot’u çalar saatim olarak kullanabilir miyim?

Elbette yapabilirsiniz. Aynı zamanda, yemek pişirirken kullanışlı olan bir zamanlayıcı olarak da çalışır. Alexa uygulamasında seçebileceğiniz bir dizi ton vardır. Alec Baldwin ve Dan Marino da dahil olmak üzere bazı ünlülerin seslerini alarm sesiniz olarak seçebilirsiniz (bu, Alexa’nın varsayılan sesini değiştirmeyecektir). Ayrıca, Alexa’dan sizi seçtiğiniz müzikle uyandırmasını isteyebilirsiniz. “Alexa, beni sabah 8’de metal müzikle uyandır” gibi bir şey söyleyin.

Amazon Echo Telefon Görüşmesi Yapabilir mi?

Evet. Alexa’ya kişilerinize erişim izni verdikten ve Alexa uygulamasında telefon numaranızı doğruladıktan sonra, Alexa’dan bir kişiyi adıyla aramasını veya herhangi bir telefon numarasını aramasını istemeniz yeterlidir (alan kodunu unutmayın). Başka bir uyumlu Echo cihazını veya bir cep telefonunu veya sabit hatlı telefonu arayabilirsiniz. Ancak, bunu Türkiye’de denemediğim için çalışıp çalışmayacağı konusunda emin değilim.

Echo Dot, iTunes / Apple Music çalabilir mi?

Basitçe söylemek gerekirse, hayır. Apple Music uyumlu bir yayın hizmeti değildir, bu nedenle Alexa’dan iTunes’tan müzik çalmasını veya sanatçı bulmasını isteyemezsiniz. Onun yerine, telefonunuzdan Bluetooth ile bağlanıp Apple Music’ten müzik açabilirsiniz.

Alexa ile ışıkları nasıl kontrol ediyorum?

Esasen, akıllı ampullerinizi üreticinin talimatlarına göre kurarsınız ve Alexa uygulaması> Smart Home’a gidin ve ardından ağınızı tarayın. Veya, Skills&Games kısmından ampülünüzün uygulamasını bulun ve etkinleştirin.

Alexa’yı takviminizle senkronize edebilir misiniz?

Kesinlikle! Google, Microsoft, Apple ve Microsoft Exchange takvimlerinin tümü Alexa ile çalışabilir, böylece etkinlikler ekleyebilir ve bildirimler alabilirsiniz.

Amazon Echo Dot nasıl sıfırlanır?

Echo’nuzun tabanındaki sıfırlama düğmesini bulun ve ışık halkası turuncuya ve ardından maviye dönene kadar basın. Ardından Alexa uygulamasına gitmeniz ve kurulumu yeni olarak başlatmanız gerekecektir.

Işığın Batı Kültürlerinde Anlamı ve Kullanımı

Reading Time: 2 minutes

Antik Yunan’da ‘techne’ kelimesi olmasına rağmen, teknoloji kelimesinin kullanımı eski zamanlarda çok fazla yaygın değildi. Mekanik sanatlar, icat, bilim kelimeleri daha yaygındı. Hatta bir Amerikan süreli yayınının araştırmasında 1860 ve 1870 arasında “teknoloji” (technology) 149 kez, “icat” (invention) 24,957 kez bulunur. Çünkü teknolojinin sembolik anlamı, zamana göre hatta bölgeden bölgeye değişir. Bu da kullanımını belirler. Işığın doğu ve batı kültüründe anlamı ve kullanımı buna güzel bir örnek.

Edison’un 1879’daki akkor ışığı, tiyatrolarda dramatik efekt vermek için kullanılır. 1910’lardan sonra ise elektrik lambası yavaş yavaş çoğu eve ulaşmaya başlar. Daha sonrasında ışık, bir zenginlik göstergesi gibi gösterişçi tüketimi temsil etmeye başlar. Anıtlar ve gökdelenler aydınlatılır, tabela ve işaretler ışıldamaya başlar. Bunun sonuncunda, 1903’te New York, Boston gibi Amerikan şehirleri Paris, Londra, Berlin gibi Avrupa şehirlerine karşı daha fazla ışıklı hale gelir.

New York’ta I. Dünya Savaşı zamanında, enerji tasarrufunu artırmak için Times Meydanı karartılır. Bunun sonucunda şehir sakinleri oluşan yeni görüntünün anormal olmasından yakınırlar. Halk, devasa reklam panolarının geri dönmesini ister ve reklam panoları savaş bonosu sloganlarıyla geri döner.

Avrupa’da ise durum tam tersidir, ışığın bu yoğun anlamı ve kullanımı Avrupalılar için bir anlam ifade etmez. Işığın daha az kullanılması onlar için geçici bir durum değildi veya kültürel bir gecikmeydi. Ki bence bu gecikmeden ziyade bir kültürel uçurumdur. Çünkü Avrupa sokaklarında devasa reklam panoları ve yanıp sönen işaretler görmeyiz. Bu şekilde tüketimi teşvik eden markalardan biri nedir desem, sanırım aklınıza en başlarda Coca Cola gelir.

1944 yılında Norveç’te gerçekleşen Kış Olimpiyatları’nda Coca Cola ve diğer markaların ışıklı ilan dikmelerine Lillehammer Şehir Konseyi karşı çıkar. Bu markalara sadece ahşap ve metal tabela dikmelerine izin verilir. Neon ve plastik tabelalara kesinlikle izin verilmez.

Amerika’da ışıklandırma fazlasıyla sevilirken Avrupa’da abartı ve yapmacık bulunur. Dolayısıyla ışığın seviyesi ve kullanma yöntemi kültürden kültüre değişir. Amerika’da normal ve gerekli görülen bir şey Avrupa’da gelenek ihlali olarak algılanabilir.

İnsanları Hareketlerinden Anlayabilen Araçlar(a) Doğru mu?

Reading Time: < 1 minute

Trafik ışıklarının olmadığı bir bölgede veya yayanın yola aniden atlaması durumunda bir otonom araç nasıl bir karar verir? Otonom araçlar konusunda en ufak bir şüphesi olanlar olumsuz yönde düşünebilir, ama esasında durum pek öyle değil. Örneğin, bir kavşak var ve trafik ışıkları çalışmıyor. Waymo’nun aracı bu durumu tespit ediyor ve yolun sol tarafında duran polise göre hareket ediyor. Polis gitmesini işaret etmedikten sonra araç hareket etmiyor. Hatta, araçların algılayıcıları ve yazılımları bisikletçilerin dönüş yaparken, dururken vb. yaptığı el işaretlerini de anlayabiliyor. Hemen aşağıdan Waymo’nun bu makine öğrenimini izleyebilirsiniz.

Bir diğer yandan araştırmacılar otonom araçların yayaların hareketlerini algılayıp sonraki hareketleri daha iyi tahmin edebilmesi için vücut dili üzerine çalışıyor. Bunun için araştırmacılar, araçların kameralarından, lidar sistemlerinden ve GPS’lerinden topladıkları data ile insanları 3D bilgisayar simülasyonlarıyla tekrar canlandırdılar.

Böylece, tekrarlayan olayları depolayan yapay bir ağ sistemi oluşturuyorlar. İnsanların yürüyüş şekline, vücut simetrisine ve ayaklarının konumuna odaklanarak yayaların bir sonraki hareketini tahmin edebiliyor ve otonom araçları bu hareketleri tanımaları için eğitebiliyorlar.

Dünyada bu gelişmeler olurken otonom araçların vadettikleri şeyleri ıskalamaları da gözden kaçmıyor. Bunun bir örneği üzerinde çok gelişmiş kamera ve sensör sistemleri bulunan Tesla Model 3. Arada çok mesafe olmasına rağmen otomobilin bu devrilmiş kamyonu görerek otomatik fren yaparak kazayı önleyememiş olması çok garip duruyor.

E-kitap Okuyucu Almak Mantıklı Mı? [Kindle vs Tablet]

Reading Time: 3 minutes

Bu yazıyı 8. nesil bir Kindle Paperwhite e-kitap okuyucu kullanıcısı olarak yazıyorum. Bundan önce başka e-kitap okuyucu (e-reader) kullanmadım. Benim için öne çıkan e-kitap okuyucu özelliklerini, sahip olduğum cihaza göre sıralayacağım. En sonda da “Kindle mı yoksa tablet mi almalıyım?” sorusuna cevap vereceğim.

  1. Işık açmadan, ekran ışığından gözünüzü yormadan okuyun

Bitirmeniz gereken bir makale var, fakat ışık açmak ve çıktı almak istemiyorsunuz. Bilgisayardan okumaya başladığınızda ise ekran ışığı gözünüzü rahatsız edebiliyor. Bu noktadan e-kitap okuyucunuza pdf halini aktarıp ışığı kapatabilirsiniz. Üstelik Kindle’ın ışığı gözünüzü rahatsız etmeyecektir. Dilerseniz dark mode‘a sahip bir cihaz alarak ekranınızı siyah yapabilirisiniz.

2. Güneş altında veya havuz başında okumak mümkün

E-mürekkep teknolojisine sahip bir e-kitap okuyucu bu sorunu çok iyi çözüyor. Direkt güneş ışığına maruz kalsa bile yazıların belirginliği yok olmuyor. Suya dayanıklı olması ise “ya bardağım devrilirse, ya suya düşerse” endişelerine karşın yaz ayında soğuk bir bardak su gibi geliyor. Yani Kindle Paperwhite 4 (2018) bu iki özelliğe de sahip.

3. Cepte taşınabilir ve uzun ömürlü batarya

Sahip olduğum e-kitap okuyucu kindle paperwhite küçük ve hafif. Ceketimin cebine kolayca sığıyor, bu yüzden gittiğim her yere götürebiliyorum.

Elektronik cihazların en büyük özelliği enerjiye ihtiyaç duymaları. Bir iPhone’nuz varsa her gün şarj etmeniz gerekiyor. E-kitap okuyucu tamamen farklı. Günde 1-2 saat her gün kitap okuyan birisi olsanız bile ayda bir kere şarj etmeniz yeterli.

4. Koca bir kütüphane kurmanıza gerek yok

Mesela 3 gb’lık bir e-kitap kütüphanem bulunuyor, içinde ise 2880 kitap bulunuyor. Kindle’n alanı ise 8 gb. Ders kitaplarını yükleseniz bile varın gerisini siz düşünün. Aradığım kitabı bulmak için arama çubuğuyla kolayca buluyorum.

Seyahat ettiğinizde ise hangi kitabı alayım diye düşünmeyin, valizinizde yerden tasarruf edin.

5. Altını çizin ve istediğinizde kolayca bulun

Kindle’n en sevdiğim özelliklerinden biri önemli gördüğünüz cümleye uzun basarak altını çizin. İstediğinizde o kitaba gelin ve notlar kısmına tıkayarak o kitaba ait tüm önemli cümleleri bir yerde bulun (ders kitaplarında çok işe yarıyor). Sonunda notlarınızı dışa da aktarabilirsiniz ve okuduğunuz kitabın kişisel özetine sahip olursunuz. Ayrıca, başkalarının çokça altını çizdiği yerleri de gösteriyor.

6. Yabancı dil öğreniminizi kolaylaştırıyor

Yabancı dillerde okuduğum kitaplarda anlamadığım bir kelimeyi anlamak için okumayı bırakmak zorunda kaldım. Şimdi, sadece kelimeye tıklıyorum ve entegre sözlükten açılan küçük pencerede kitaptan çıkmadan anlamı geliyor. Hatta, aldığınız kütüphaneye bağlı olarak bazı kitaplarda en çok aranan sözcüklerin anlamı direkt kelimenin altında yer alıyor.

7. Kimse ne okuduğunuzu görmeyecek

Bunu yeni farketmiş olmama ramen böyle bir tereddütünüz varsa gerçekten büyük nimet. Diyelim ki metroda Grinin Elli Tonu‘nu veya siyasi bir kitap okuyorsunuz. Sonuçta, e-kitap okuyucunuzun arkasında kapağı çıkmıyor, kim görecek?

8. Sesli kitaplarınızı Bluetooth kulaklık ile dinleyebilirsiniz

Bu özellik cihazdan cihaza değişiyor. Benim kullandığım Kindle’da bu özellik bulunuyor. Kullanımı gayet kolay. Çok mu önemli? Hayır, ama bazı insanların sesli kitap dinleme alışkanlığı bulunuyor.

9. E-kitap okuyucunuzun uygulaması ile kaldığınız yerden devam

E-kitap okuyucunuzun uygulamasını telefonunuza indirdiğiniz takdirde okuduklarınızı güncel tutacaktır. Burada önemli olan cihazın internete bağlı olması. Okuyucuda kaldığınız yeri bulut servisi ile güncelleyecektir. Kobo da bildiğim kadarıyla böyle bir özellik sunuyor.

Tablet mi almalıyım, yoksa Kindle mı?

Her e-kitap okuyucunun cihaz almadan önce sorduğu bir soru: Kindle mı tablet mi? Ben, kendime sorduğum bir soru ile buna cevap buldum. Bir iPad alıp hem kitap okuyup hem de günlük işlerimi yaparım diye düşünüyordum. E-kitap okuyucuların biraz yavaş olduklarını da hesaba katarak tablet alırsam üstelik daha sonra satarım yenilerim diye düşünüyordum. Fakat, gözden kaçan birkaç nokta var: iPad size bildirim gönderecek, kitap okurken rahatsız edecek, gözünüzü yoracak ve güneş ışığında ekran belirsizleşecek. Gerçekten kitap okumak gibi bir amacınız varsa e-kitap okuyucu size mutlaka konfor sunacaktır. Üstelik katbekat daha uygun bir fiyata alacaksınız ve muhtemelen ömür boyu veya uzun bir süre kullanacaksınız.

Wuhan Tedarik Zinciri Teknolojiye Nasıl Zarar Verecek?

Reading Time: 2 minutes

Çin’in Hubei bölgesi başkenti Wuhan, koronavirüs salgını ile adını çokça duyurmaya başladı. Şu anda, yoldan geçen birisine Wuhan desek ilk aklına gelecek konu eminim koronavirüs salgını olacaktır. Peki, eskiden otomotiv üretim merkezi olan Wuhan şehrinin özelliği nedir ve Wuhan teknoloji için ne önem arz ediyor? Bu yazımda, Wuhan’ın teknoloji açısından önemine ve tedarik zincirindeki aksamanın teknolojiye nasıl zarar verebileceğinden bahsedeceğim.

Wuhan, Çin’in değerli ürün ve hizmetlerin üretimini artırmayı amaçlayan hükümet destekli bir plan olan “Made in China 2025” kapsamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu girişim kapsamında Wuhan, özellikle yarı iletkenler, LCD ekran üreten teknoloji ve elektronik şirketleri için bir merkez haline geldi. Milken Enstitüsü‘ne göre Wuhan, 2019’da Fortune 500 şirketinin 230’undan yatırım çeken ve 1.656 yüksek teknoloji işletmesine ev sahipliği yapan Çin’in en iyi dokuzuncu şehri oldu.

Wuhan’daki Teknoloji Tedarik Şirketleri

Örneğin büyük bir yarı iletken şirketi olan Tsinghua Unigroup, Mart 2016’da Wuhan’daki Çin’in en gelişmiş çip üretim tesislerinden birinin yapımını duyurdu ve bilgisayarlarda, akıllı telefonlarda kullanılmak üzere 3D NAND flash disk seri üretimini başlattı. Wuhan ayrıca, Foxconn‘dan (Apple için büyük bir elektronik tedarikçi) ziyade diğer iki büyük Çin yarı iletken üreticisi Wuhan Xinxin Yarı İletken Üretimi ve Yangtze Bellek Teknolojileri’ne ait üretim tesislerine ev sahipliği yapıyor. Wuhan’da önemli operasyonları olan diğer şirketler arasında Güney Kore’nin Samsung‘u, Tayvan’ın TSMC‘si (dünyanın en büyük anlaşmalı çip üreticisi) ve yerel teknoloji şirketleri Lenovo ve Xiaomi bulunuyor.

Xiaomi, ikinci merkezini Wuhan’da Aralık 2019’da koronavirüs krizinin başlamasıyla açtı. Akıllı telefon üreticisi, teknoloji şirketlerini çekmeyi amaçlayan 1.8 milyar dolarlık bir yatırımın bir parçası olarak 2017 yılında Wuhan il hükümeti tarafından şehre getirildi. Xiaomi’nin Wuhan’da yapay zeka, şeylerin interneti, büyük veri ve yazılım araştırmalarına odaklanan bir Ar-Ge merkezi var. Merkez, Wuhan’ın Optik Vadisi olarak da bilinen diğer birkaç ileri teknoloji girişiminde bulunduğu Yüksek Teknoloji Geliştirme Bölgesi‘nde yer alıyor.

Salgından önce, Çin 2018’de neredeyse sıfır olan payını 2020 sonuna kadar dünya bellek yongası üretiminin yaklaşık %5‘ini sağlamayı umutluyordu. Lenovo, Oppo ve Xiaomi gibi daha küçük akıllı telefon üreticileri, salgının bir sonucu olarak önemli operasyonel sorunlar ve planlama zorluklarıyla karşı karşıya kalacaklarına işaret ediyor.

Salgın ve işçi kıtlığından üretimin askıya alınması, Wuhan’ın ve Çin’in 2018’den beri sektörde yaşadığı önemli büyümeyi muhtemelen yavaşlatacak. Bu nedenle küresel teknoloji sektörü, Wuhan’daki üretim durmalarını yakından izliyor.