Searched for teknoloji

Telefon Konum Takibi Düşündüğümüzden Daha Kötü [Gizlilik]

Reading Time: < 1 minute

Bir akıllı telefona sahipseniz, bir uygulamayı yüklediğinizde muhtemelen uygulamanın istediği çoğu erişime izin veriyorsunuzdur. Özellikle gizlilik hususunda telefon konum takibine! Böylelikle, neredeyse her hareketiniz izlenebilir ve bilgileriniz neredeyse hiçbir yasal gözetim olmadan bir avuç özel şirkete gönderilebilir.

New York Times opinion desk’in araştırmasında gazeteciler, bir şirketin mağazalarındaki konum bilgisini içeren data setinin sadece küçük bir dilimine eriştiler.

Bir kadın kullanıcının Mart ayındaki hareketleri. Uydu görüntüleri: Microsoft ve DigitalGlobe.

Araştırma, bunun gibi şirketlerin ortalama kişi hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğunu ve bir şeyi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor: Verilerimizi koruduğunu veya anonimleştirdiğini iddia eden herhangi bir şirket ya yalan söylüyor ya da kasten yanıltıcı.

Dijital Güvenlik ve Gizlilik İhlali

NYT’nin eriştiği sızan telefon izleme verileri, 2016 ve 2017’de birkaç ay boyunca 12 milyon Amerikalının tam yerini temsil eden 50 milyar veri noktası içeriyor.

Konum Verisi Sektöründe Çalışan Çeşitli Şirketler

Verileri kullanarak, ilgili şirketler üst düzey hükümet yetkililerini, ünlüleri, gazetecileri ve hatta rakip bir şirketteki bir mühendisi izleyip tanımlayabildiler. Bu bilgiler ise muhtemelen tüm verinin veya bir şirkete satlan verinin sadece küçük bir dilimi.

New York Times’ın yayınladığı rapora göz atarsanız Pentagon, Beyaz Saray, Trump’ın Palm Beach resort, Central Park gibi yerlerin konum sinyallerinin paylaşıldığı haritalara da ulaşabilirsiniz. Amerikan gazetesinin bu rapora nasıl eriştiği ve neden paylaştığı hakkında bir açıklama eklenmemiş olsa da büyük resmi görmek için yeterli bir kaynak.

Teknoloji üretmeyen ve dışardan satın alan ülkeler için bu durumu siz hayal edin.

Modern Güvenlik Problemi Yeni Bir Terörizm Doğuruyor: Data Terörizmi

Reading Time: 2 minutes

Özgürlük olmadan güvenlik olabilir, ama güvende olmadan özgür olunmaz. Yeni bir rapora göre, genel olarak kendimizi özgür hissettiğimiz sosyal medyanın çok da özgür olmadığını ortaya çıkardı. Bunun yerine, seçimlerde manipülasyon olarak ve devlet için fişleme olarak kötüye kullanılıyor. Hemen bu noktada, uzun zamandır düşündüğüm “data terörizmi” kavramım aklıma geliyor. 2019 İnternette Özgürlük raporu da bu büyüyen yangının altını çiziyor.

Seçimlere müdahale çabaları büyük bir endişe yaratırken, düşünce özgürlüğünün gözetimi aynı derecede rahatsız edici. Rapora göre, 65 ülkeden 40’ı (yaklaşık yüzde 62’si) ileri sosyal medya izleme programları kullanmaya başladılar

İnternet özgürlüğü açısından Çin, en az özgür ülke olarak gösteriliyor. Rusya ve Mısır da “özgür değil” olarak gözüküyor. Toplamda, “İnternet kullanıcılarının %89’u veya yaklaşık 3 milyar insan” bir şekilde çeşitli gözetim programlarıyla izleniyor.

Bunu nasıl yaptıkları ise şaşırtıcı. Örneğin, raporda İran’da “online sohbeti izleyen 42.000 kişilik bir gönüllü ordusu” olduğu belirtiliyor. Çin Komünist Partisi de veri toplayan ve “sorunlu içeriği” işaretleyen benzer bir sisteme sahip. Ayrıca Çinli Semptian firması, Aegis izleme sisteminin Çin’deki 200 milyondan fazla insanı izlemesine yardımcı olduğunu belirtti. 

İnternet özgürlüğü haritası, 2019.

Birleşik Devletler internet sansürünün olmadığı bir ülke olarak listelenmesine rağmen, rapor ABD’nin hiç de masum olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Rapor, son zamanlarda 30-35 milyon dolarlık bir bütçeyle ICE ile yeni bir anlaşma yapmayı kabul eden İsrail siber güvenlik şirketi Cellebrite’den bahsediyor . Cellebrite’ın araçları, kullanıcıların telefonlarını kolayca hacklemeyi ve her türlü veriye erişmeyi sağlıyor.

Sosyal Medya İzleme Programları Eğitimleri

Hatta ve hatta, diğer ülkeler de sosyal medyayı nasıl izleyebileceklerini öğrenmek için ABD’ye yetkililer gönderiyor.

Raporda, “Filipinli yetkililer, ABD ordusundan yeni bir sosyal medya izleme sistemi geliştirmeyi öğrenmek için Kuzey Carolina’ya gitti.” olarak bahsediliyor. İnsan hakları ihlaliyle bilinen hükümet destekli bir “terörle mücadele” birimi olan Bangladeş’in Rapid Action Battalion (RAB),  Lokasyon Bazlı Sosyal Ağ İzleme Sistemi Yazılımı‘nı öğrenmek için 2019’da ABD’ye seyahat ediyor.

Ayrıca çalışma, bu hükümetlerin tüm bu gözetleme ve “alarm uyarısı” ile toplanan verileri nasıl kullandıklarından da bahsediyor! Rapora göre, değerlendirilen 65 ülkeden 47’si, kullanıcıların siyasi, sosyal veya dini konuşmaları için tutuklandığını öne sürüyor.

Bunu yapan sadece baskıcı rejimler değil. Rapora göre İngiltere ve ABD gibi özgür ülkeler bile, ICE’nin “yönetimin göç ve silah kontrolü politikalarını protesto eden gruplar hakkında bilgi toplamak için New York’ta sosyal medyayı kullanıyor”.

Bu uygulamaların ne kadar yaygın olduğunu daha iyi anlamak için raporu kesinlikle okumaya değer. Sadece, arada evinize ne kadar uzaklıkta olduğunuzu hatırlatan, bindiğiniz otobüsün kalabalık olup olmadığını soran bir teknolojiyle yaşadığımız çağda raporu okuduktan sonra çok iyi hissetmeyi beklemeyin.

Lisans Mezunundan Temiz İkinci El Tavsiyeler, Deneyimler

Reading Time: 3 minutes

Ortaokuldasınızdır, lise sınavına gireyim her şey hallolucak, en önemli kısmı atlatacağım diye düşünürsünüz. Tam kazandım derken “Kazandınız diye hiç rehavete kapılmayın, ilk yıl çok önemli.” diyen… Ardından, üniversite sınavı, diken üstünde bir tercih zamanı…

Herkesin eğitim-öğretim serüveni aynı şekilde ilerlemese de açıkçası çok da farklılık olmuyor. Liseyi ailemden farklı bir şehirde yatılı okulda, üniversiteyi ise iki farklı şehirde okudum ve bitirdim. Esasında, tam da öyle değil. Hiç bitmedi, bu sefer başka bir endişe ile hayat devam etti.

Üniversite hayatım boyunca edindiğim deneyimler, fikirler ve gözlemler kapsamında üniversiteyi kazanma aşamasında, yeni kazanmış ve bitirmiş olan arkadaşlar için bir derleme yaptım.

Değerli Üniversite Adayı, Tercih Yapacak Arkadaşlar

Kalbinizde yatan bir bölüm, meslek olabilir. Fakat, her zaman bölüm seçmek durumunda değilsiniz, üniversite ve şehir de çok önemli çünkü 4-5 yılınız o şehirde veya o kampüs atmosferinde geçecek. Mesela 3 büyük şehirde: İstanbul’da siz zamanı yakalamaya çalışırsınız, Ankara’da zaman sizle beraber gider, İzmir’de ise zaman sizi yakalamaya çalışır.

Tercih yaparken Üniversitelerin uluslararası ve ulusal sıralamalarına önem verin. Bu sıralamalar, üniversiteden sonra işe başlama oranı, bölüm, sistem ve üniversite bölgesine göre farklılıklar gösteriyor.

Güncel trendlere, teknolojik gelişmelere ve ihtiyaç ekonomisine göz atın. Üniversitedeki bölümler çağın iş ihtiyaçlarına zaman zaman yetmiyor. İşin garibi, kariyer günlerinde karşılaştığım çoçuk sahibi öğretmenler bile artık ofisi olmayan, birden fazla alanda disiplinlerarası projeler üreten kuşağı dinlemek istiyorlar.

Değerli Üniversiteli Arkadaşlar

Deneyim, her şeydir. Einstein’ın bunun için iki güzel sözü var: “Tek bilgi kaynağı, tecrübedir.” ve “Bir şeyi basitçe açıklayamıyorsan, yeterince iyi anlamamışsın demektir.” Intern, stajyer, asistan; bunlar havada kapmanız gereken anahtar kelimeler. Endişelenmeyin ileride yeterince sorumluluğunuz olacak ve para kazanacaksınız.

Bol bol gezin, turist olmadan kültürleri öğrenin. Kendi hayatımdan verebileceğim en güzel örnek şudur: Lüks otel akımının yaygınlaşması, kültürümüzdeki pansiyon ve hostel kültürünü yok etti. Aynı doğrultuda kendi coğrafyamızda yabancı olduk ve otel odasında bir başımıza kaldık. Diyelim ki bir yere gezmek için gittiniz, haritayı açın dönüşünüzü en yakın şehirden bakın. Günümüz online platformları (Skyscanner, omio, Blablacar) sayesinde hem daha uyguna gelecektir, hem de daha fazla yer görmüş olacaksınız.

Gezdiğiniz yerde daha az toplu taşıma kullanın ve paket turlardan kaçının, yürüyerek daha az kaçıracaksınız. Gözlem yapın, turistik yerlerden mümkünse kaçının, yerlileri takip edin. Tüm bu süreçler yazıldığı kadar kolay olmuyor, fakat evinize döndüğünüzde problem çözme becerileriniz gelişmiş olacak ve günlük sorunlara bakış açınız değişecek. Ne kadar günlük dilde kurulmuş bir cümle olsa da üniversiteye başlarken aldığım şöyle bir tavsiye vardı: “Öğle yemeğinde poğaça ye ama üniversitede olabildiğince gez.”

Becerilerinize odaklanın. Liyakat haricinde, becerilerin mesleklerin önüne geçtiği bir çağda yaşıyoruz. İş ilanlarının competencies/skills kısmına dikkat ederseniz sizden yapay zekada olamayan beceriler isteniyor. Proje bazlı işler, becerilerinizi keşfetmeniz ve geliştirmeniz için muhtemel seçenektir.

Gönüllü olun. Bir takımda sorumuluk sahibi olun. Üniversitede sahip olduğunuz zamanı toplum, doğa veya kendi geleceğiniz için geçirmek için mantıklı bir karar olacaktır.

Değişim programlarına katılın, yeni bir dil öğrenin. Farklı kültürlerle tanışıp, iletişime geçme yeteneğiniz artacaktır. Yabancı diliniz kağıt üzerinde formüllerden ibaret kalmayacaktır ve üstüne yeni diller edineceksiniz.

Öğrendiklerinizi, yaşantılarınızı yazın. İnsanlar yazarken mutlu mudur bilemem ama kendini ifade etmek istediği için bu durumdan memnundur. Araştırmaya göre, günlük yaşantılarını, hislerini, duygularını, umutlarını yazan insanlar hayallerine erişmeye daha yakındırlar. Ayrıca, belli bir süre sonra yazdıklarınızı okuduğunuzda yaşamınızdaki bazı şeylerde ilerlemenizi farkedeceksiniz.

Uykunuzu düzenleyin. Daha fazla şey yapmak istiyorsanız, bu tamamen ne kadar istekli olduğunuz ve bunun sonucunda hayatınızı nasıl düzenlediğinize bağlı. Herkes 24 saate sahiptir, fakat her şey bunu nasıl kullandığınıza bağlı. Hafif uyku, derin uyku ve 4. evre… Doğanızı keşfederseniz, günlük hayatınız kolaylaşacaktır.

Ücretsiz online kurslara kaydolun veya ikinci üniversiteye başvurun. Eskiye kıyasla bilgiye ulaşım daha kolay. Tabii ki bu kadar bilgi bolluğunda güvenilir bilgiye ulaşmak da önemli. “Kim, Ne zaman, Nerede?” soruları güvenirlik kavramını anlamanızı sağlamakla beraber tez yazarken işinizi kolaylaştıracaktır.

Paylaşım ekonomisini öğrenin. Bir şeye sahip olmak yerine erişime dayanan bir fenomen. Son 90 gün içerisinde kullandığınız ve kullanmadığınız eşyaları tekrar düşünün. Bazen sahip olduğunuz şeyler ziyadesiyle özgürlüğünüzü kısıtlayabilir.

Değerli Üniversiteyi Bitirmiş Arkadaşlar

Öğretirken öğrenmeyi çekici kılın. Çoğu zaman öğrenme, aynı yoldan geçmiş insanların sağladığı bilgi ve tecrübe sayesinde mümkün oluyor. Bunu sektöre çevirmeden çekici kılarak yapmak önemli.

Öğrenme, sadece tek yönde lineer şekilde gerçekleşmez. Öğreteceklerinizin yanında öğrenecekleriniz de olacak. Bu farkedilmediğinde, genelde karşı taraf için şimdi ve gelecek o an için sıkıcı hale gelerek işlevini düşürecektir.

Temmuz Trendleri

Reading Time: 3 minutes

Twitter’dan ve Feedly’den birçok haber okuyorum, bazıları ise birbirine benzer benzer teknolojiler, algoritmalar ve fikirlerden oluşuyor. Daha önce başka bir içerik sitesinde yazdığım her ay için teknoloji, iletişim ve pazarlama trendlerini tekrar derlemeye başlayacağım. Normalde bir tasarım dosyası halinde hazırlıyordum, fakat zaman ekonomisinden dolayı blogumda paylaşıyor olacağım. Okuması, araştırması ve derlemesi benden, karıştırması sizden.

Akıllı Saatlerin IQ’su Artıyor

Apple ne kadar akıllı saat pazarına öncülük ediyor olsa da diğer markalar da geliştirdiği teknolojilerle bu devi yakalamaya çalışıyorlar. Bu sefer atak beklenmeyen oyuncudan geldi ve IBM telefon veya tablete dönüşebilen akıllı saat patenti aldı.

Otonom Araç, Otonom Uçuş ve Tam Otonom İniş

Esasında uçaklar otonom iniş yapmıyor muydu diyeceksiniz? Ama değil, normalde havalimanı radyo sinyaliyle uçağa yardım ediyor. Münih Teknik Üniversitesi araştırmacıları, bir uçağın kendi kendini indirebilmesini sağlayan bir teknoloji geliştirdi.

Veganlar Yumurta Yiyebiliyor muydu?

Kanada merkezli fast-food zinciri Tim Hortons, bazı şubelerinde bitkisel yumurta ile üretilen yiyecekler sunmaya başladı. Vegan yumurta maş fasülyesinden yapılıyor ve rağbet görürse burger yapımında da kullanılacak.

Yara ve Yanık Tedavisi İçin İkinci Deri

Daha önce bu alanda iğne ve bant yapılmıştı, bunlara bir yenisi eklenerek özellikle afet ve olağanüstü durumlarda faydalı olacak insan dokusunu taklit ederek yaraları, yanıkları ve cerrahi yaraları tedavi edebilen yeni bir cihaz geliştirildi.  Oyuncağa benzeyen Spincare adlı hafif cihaz, Nanomedic Technologies Ltd. adlı İsrailli girişim tarafından tescilleniyor ve iyileşmesi gereken alanı kaplayan ‘ikinci bir deri’ yaratma mantığıyla çalışıyor.

Giysiler Gittikçe Akıllanıyor ve Özellikleri Artıyor

Şu anda kitle fonlama aşamasında bulunan Sony‘nin Reon Pocket cihazı, serinletme görevi görüyor ve t-shirt’ün üst sırt bölgesine denk geliyor. Akıllı telefonunuz üzerinde ısıtma veya soğutma özelliğini ayarlayabiliyorsunuz.

Yapay Zeka Savaşları

İnsan ve makine tarafından oluşturulmuş sahte haber ve görsel kullanımının önüne geçmek için günümüzde çeşitli girişimler ve kuruluşlar bulunuyor. Bunu yapay zeka kullanarak daha da kolay hale getiriyorlar. Giant Language Model Test Room (GLTR) aracı,   yapay zeka kullanılarak üretilen metinleri tespit edebiliyor.

Yasalar Teknolojiyi ve Teknoloji Etiğini Nasıl Etkileyecek?

Birçok şirket sahip olduğu teknolojiyi nasıl geliştirebileceği üzerine çalışmakla birlikte kullanıcıyı nasıl daha bağımlı hale getirebileceği üzerine çalışıyor. Buna en iyi örnek YouTube’un otomatik önizleme oynat özelliği verilebilir. ABD’nin Missouri eyaleti senatörü Josh Hawley, kullanıcıyı uygulamaya ‘bağımlı’ hale getiren tasarım özelliklerini hedef alan yeni bir yasa tasarısı sundu.

Teknoloji etiği konusunda bu ay bir diğer gelişme otomotiv sektöründe yaşandı. Intel, Audi ve Volkswagen gibi isimlerin yerin aldığı 11 şirket, güvenli otonom araçlar oluşturmanın yollarından bahsettikleri belge yayımladı.

Eyy, Yapay Zeka!

Google ve Hindistan merkezli e-ticaret şirketi Myntra Designs’tan bir takım araştırmacı, alışveriş yapanların tercihlerini, vücut şekillerini, inceledikleri ürünleri vb. verilerle eğitilen bir makine öğrenimi modeli üreterek kişi ürünü daha satın almadan iade edip etmeyeceğini tahmin etmeyi başardı.

Araştırmacılar, sadece kişinin yürüme biçimine bakarak duygularını tespit edebilen bir makine öğrenimi yöntemi geliştirdi. Bu yaklaşım,  ilk denemelerde yüzde 80 oranında başarı gösterdi.

Birleşik Krallık’ta 2016 yılında uygulanmaya başlanan Notting Hill Karnavalı’nda kullanılan yüz tanıma teknolojisi, Birleşik Krallık Metropolitan Polisi’nin kullandığı yüz tanıma teknolojisinin hata oranının yüzde 81 olduğunu gösterdi.

Üretmeyen Ülkenin Tüketen Çocukları Mıyız?

Reading Time: 2 minutes

Barselona seyahatimde bolca gördüğüm yemek teslimat uygulaması Glovo, ardından Paris ve genel olarak Fransa’da kullanılan UberEats dikkatimi çekmişti. Neden dikkatimi çekti? Çünkü kuryeler neredeyse tamamen bisikletliydi. Türkiye ve İstanbul’da ise bu durum 18 yaşını doldurmamış bireylerin ‘şu kadar saatte bu kadar teslimatı iletmen gerekiyor’ olarak çalışıyor. Haliyle de karşılığında aldığı ücret düşük oluyor ve bazıları can kaybıyla sonuçlanıyor. Peki, bu konunun üretmekle alakası nedir?

İstanbul’da yol ve lojistik nedeniyle bisikletle teslimat açıkçası biraz zor. Bu da akıllara daha sürdürülebilir bir gelecek adına İstanbul’un otonom teknolojiler için bir fırsat olmasını getiriyor.  Sanırım millet olarak fırsatı uzun süreli realiteye çevirmekte zorlanıyoruz. Bunun için ilk başta otonom teknolojiler ve bisikletliler için ayrılmış yola, daha sonrasında bu vasıtalara daha uzun bir ömür sağlamak için gerekli istasyonlara ve bu trafiğe bir uyum sağlayabilmek adına ise yeterli dataya ihtiyacımız var. Peki, ihtiyaçlarımızı sağlayabiliyor muyuz ve bunun bir örneği var mıdır?

Kısaca, hayır sağlayamıyoruz. Bunu örnek olarak Paris’te görmemiz pekala mümkün. Öncelikle, kendi üretimlerini yapabildikleri ve tüm dünyaya sattıkları bir ürünleri var. Otomotiv markası Renault ile kendi araçlarını üretebiliyorlar ve kamu araçları genellikle bu marka arabalardan oluşuyor. Bununla kalmayıp Alman markalarına parça da satıyorlar. Ürettikleri elektrikli araçlar için de öne çıkan görselde görüldüğü gibi bazı noktalarda şarj istasyonları bulunuyor. Zaten bisikletliler için tahsis edilmiş ayrı yollar bulunuyor ve zannımca data toplamak çok da zor olmasa gerek. 

Trend 50 Otomotiv

Nelere sahip olmadığımızı ikinci paragrafta ve örnek olayın da nelere sahip olduğunu bir önceki paragrafta görmek mümkün. Bu ayrımı yapmak ancak şehri ziyaretim sonucu gerçekleşti. Daha öncesinde, otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmelerin ülkemizde uygulanmasına dair umudumu derlediğim Trend 50 raporları ile oluşturmuştum. Umut her zaman tutkuyu bir nebze besler fakat bunun için de yeterince efor sarfetmemiz gerekiyor, efektif bir şekilde çokça çalışmamız gerekiyor. Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun şiirindeki gibi, “En azından üç dil bileceksin, En azından üç dilde, Ana avrat dümdüz gideceksin, En azından üç dil, Çünkü sen ne tarih ne coğrafya, Ne şu ne busun, Oğlum Mernus, Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.” bir şeyleri hatırlamamız gerekiyor.